Yeni transferlerin etkisini hemen ilk maçta almamız çok önemliydi, aslında yeni transferlerden çok sakatların formda dönmesi ve ilk yarıda formsuz olan oyuncuların performansını arttırmasıyla şuan fark yaratıyoruz, yoksa son lig maçında yeni transferler maçı tek başına almadı..
Hilbert sezon başında devamlı 70-80 metrelik deparlar atmak zorunda kalırken şimdi daha dengeli bir şekilde 30-40 metrelik deparlar atıyor, gücünü ekonomik şekilde kullanıp, patlayıcı özelliklerini sahaya daha çok yansıtabiliyor.
Ismail her zaman defansif yönüyle eleştirilen bir isim olmuştur fakat son maçta en iyi defansın hücum olduğunu bir kez daha hatırlamış olduk... Ismail maç boyunca sol kanattan o kadar bindirme yaptı ki rakip takımın sağ açığı Simao ile Ismail'in kombine ataklarını durdurmaya çalışmaktan hücum yapamadı.. Böylece Ismail'in Ibrahim Üzülmez'en çok daha iyi olan hücumcu yönünü maç boyunca izleyebildik, tabi Ismail'in maç boyunca bu kadar efektif oynamasının en büyük nedeni Simao'nun şahsı oynamaktan çok takımla beraber hareket edip, çevresindekileri de oynatma isteğidir..
Tandemde oynayan Ibrahim Toraman ve Ersan Adem Gülüm'e çok fazla iş düşmedi, bunda ki en önemli etken maç boyuncu topa hükmetmemiz ve rakip yarı alanda top kaybedildiği anda şok pres yapmamızdı, sezon başında da buna yakın bir futbol oynamaya çalışıyorduk fakat şuanda farklı olan şey topu eskisi gibi kolay kaybetmiyoruz, kaybetmediğimiz içinde gücümüzü maç geneline yayabiliyoruz, kaybedilen nadir toplarda hep beraber oyunu tek bir alana sıkıştırıp topu tekrar kazanıyoruz..
Mehmet Aurelio'nun bana göre çok özel bir yeteneği var, Real Madrid'te de oynasa bu futbolu oynayacaktır, Süper ligde küme düşmeme mücadelesi veren bir takımda da aynı performansı gösterecektir, bunu kesinlikle küçümsemiyorum, dünyada çok az adam vardır hep aynı istikrarda oynayabilen, Aurelio'da bunlardan biridir, hatta bana göre takımda Guti ile birlikte yeri doldurulamayacak futbolcudur, kesinlikle defansif anlamda takımın kilit oyuncusu..
Guti Haz. ilk yarıda takıma en çok katkı veren oyuncu kuşkusuz, şimdi teknik oyuncuların takıma katılmasıyla beraber ona karşı alınan önlemlerde bir azalma olacaktır, zira son lig maçında ilk yarıda Guti topu aldığında hemen iki oyuncu baskı yapmak istediler fakat Guti boşta kalan Quaresma ve Simao'ya iki tane muhteşem pas attı ve Buca defansı zor anlar yaşadı, daha sonra o presten vazgeçmek zorunda kaldılar ve Guti ortasahada istediği gibi top çevirdi hatta gitti sol kanattan bindirmeler yaptı, daha sonra Nobre'nin forvet arkası görevini devraldı ve supriz koşusuyla golünü de attı. Guti oynadığı futboldan zevk alıyor bunu tribünden de, televizyon başından da hissedebiliyorsunuz..
Quaresma, ikinci yarıda performansı eleştirilen tek isim, bu çok doğal, takımda yetenekli oyuncuların sayısı fazlalaşınca ve üstüne bol gollü bir galibiyet alıp gole katkıda bulunamayınca kaptırdığı toplar, atamadığı çalımlar, zora soktuğu pozisyonlar yeteneğinden daha fazla konuşulacaktır. Maalesef Türkiyede bu işler böyle yürüyor.. Ama Quaresma bugün oynadığı topun hemen hemen aynısını ligin ilk yarısında da oynuyordu, o zaman takımdaki yetenek eksiliğini Guti ile beraber dolduruyorlardı, bugün o yetenekli futbolcu kontenjanı fazlalaşınca Quaresma'nin yetenekleri insanların ilgi alanından çıktı, şunu unutmayalım ki Buca maçında Quaresma'nin yeteneklerine ihtiyaç duymayabilirsiniz fakat Kayseri, Tranbzon, Bursa gibi defansif anlamda sizi zorlayacak takımlara karşı 'yine Quaresma'nin sihirli ayaklarına bakacasınız..'Nobre, ikinci yarıyla beraber adından en çok söz ettiren isim olmayı başardı, kupada 1, ligde 2 gol atarak geçen sezon bir yıl boyunca kaydettiği gol sayısına iki maçta ulaştı, burada eleştirilecek çok şey var aslında, Nobre gibi bir forvetiniz varsa ona göre futbol oynamalısınız, siz eğer kontra atak bir futbol oynamak istiyorsanız Nobre gibi adamın aldığı para size elbette lüks gelecektir.. Peki ne oldu da ''are you player?'' diye sorgulanan Nobre kıymete bindi?
Sağlı sollu ortalar, rakip takımın yarı sahasında oynanan ofansif futbol, Almeida gibi rakip defansı yıpratan ve devamlı boş koşu yaparak takım arkadaşlarına gol pozisyonları oluşturan bir forvet, bekinden açığına kadar makina gibi işleyen kanatlar olunca Nobre leblebi gibi atmaya başladı hepsi bu..
Yedeklerin performansına girip lafı çok fazla uzatmayacağım sadece bir isime daha değinmek istiyorum, Nihat Kahveci 2 yıldır performansının yüzde 25'ini dahil gösteremedi, ilk sene askerlik dedik, sezon başı kampını kaçırdı, sakatlıktan döndü muhabbetine sesimizi çıkarmadık, bu sezon bir ara kıpırdanır gibi oldu, Porto maçında hem iyi performans gösterip hem de eski günlerini hatırlatan bir gol attı, biz tam umutlanmışken tekrar revire geçti.. Nobre'nin ikinci forvet olarak yaptıklarını görünce Nihat'tan umutlu olmak sanırım çok da hayalcilik olmaz, Kovacevic gibi rakip defansı yıpratan bir forvetin yanında nirvanaya ulaşmış, hatta Pascal Nouma ile gösterdiği performans onu buradan alıp La Ligaya göndermişti, Nobre'nin bugün arkadan supriz koşular yapıp kaçırdığı pozisyonları gördükçe aklıma Nihat düşüyor.. Eğer güvenini tekrar kazanır, taraftar onu yine bağrına basarsa iste o zaman son Portekizliler kadar değerli bir transfer daha yapmış oluruz..Lafın kısası ilk yarıdan çok daha dengeli bir takıma sahibiz, yakaladığımız gol pozisyonlarını yüksek ortalamayla gole çevirdiğimiz sürece sorun olacağını zannetmiyorum, bu hafta Sivok'un, Ernst'in yokluğu hissedilmediyse bunda hücum anlamında bereketli bir gün geçirmemizin büyük katkısı var, tabi her rakip Buca değil, bu haftaki Trabzon maçı çok önemli bir deneme olacak, eğer oradan iyi bir futbol ve galibiyetle çıkarsak takımın güveni yerine gelecektir, fakat hafta sonu bize yıllardır ters gelen Belediye ile oynayacağımızı da unutmayalım, o yüzden kupayı boş ver lige saldır Beşiktaş!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder