12 Ocak 2011 Çarşamba

İnönü'ye Veda


Bu akşam bir devir kapandı Galatasaraylılar için. Maç sonunda Barış Manço eşliğinde edilen veda Tugay kadar olmasa da beni de etkiledi. 'Niye ulan' diyebilirsiniz ama kendimce haklı bir gerekçem var; durun vurmayın. Günün birinde İnönü'nün de yıkılacağı geldi aklıma,ziyadesiyle duygulandım..

Bu duygulanmanın sebep olduğu kırık dökük cümleler:

Evet.. Bir gün gelecek,bir gün kalacak.. Ve yıkılacak mabedimiz.. İnönü, yılda ancak birkaç kez gelebildiğim,gelmemin ertesi günü bir dahaki vuslatın planlarını yaptığım,özlediğim ulan her gün deli gibi özlediğim,özleminle tutuştuğum yer benim be;
Ben sana her maçında kavuşabilme ihtimalimi sevdim..

Özlüyorum seni.. Her gün özlüyorum..
Ben senin zeminine ayak basabilme ihtimalimi sevdim..

Her gün hayalinle yaşıyorum biliyor musun ? Sana kavuşma hayaliyle, bir gün aralıksız her maçına geleceğim, kapalıdan kombine alacağım günlerin hayaliyle..
Ben.. Ben hayallerimin gerçekleşme ihtimalini sevdim..

Anılar geliyor aklıma yıkılacağını düşününce.. Mabedde izlediğim ilk maçlardan, Barcelona maçı 3-0'lık, aşık olmuştum 7 numaralı abiye,ne güzel de oynamıştı ama di mi.. 100. yıldaki Galatasaray maçı, şampiyonluğu garantilediğimiz, babacığım biraz fazla hırpalamıştı kendini sevinçten ama olsun herşey güzeldi seninle olan.. Ben babamla geldim sana, gelebildim..
Henüz annesinin rahmine düşmemiş oğlumla sana gelebilme ihtimalimi sevdim..
***
Kullanmam ama geriye düştüğümüz bir maçın devre arasında boğaza nazır sigara içebilme ihtimalini sevdim..
Ama en çok da senden ayrılmama ihtimalimi sevdim,ihtimallerin hepsinin olabilme ihtimaliyle beraber..
Aksi takdirde bir ihtimal daha var; o da ölmek mi dersin ?

Hiç yorum yok: