17 Ocak 2011 Pazartesi

Başbakanı Padişah Yapanlar


Iki gündür şu Ali Sami Yen Kompleksinin açılışıyla ilgili gelişmeleri takip ediyorum, gelişen olaylar çok trajikomik maalesef. Bir grup kisi oraya resmen seçim kampanyasına gider gibi gidiyor, stadda insanları galeyana getiren konuşmalarda bulunuyor, medyaya yansımayan yardımlardan bahsediliyor ve büyük çoğunluğu burjuva kesimden oluşan, o gün stada davet üzeri katılmış olan 'seyirciler' Başbakanı protesto etme sansını kaçırmıyor.

Daha sonra Başbakan stadı terkediyor, Adnan Polat ve ekibi olağanüstü toplantılar düzenliyor, Başbakan stadı henüz Galatasaray'ın kullanma izni olmadığını söylüyor aba altından sağlam bir sopa gösteriyor, Adnan Polat belli ki gelen yoğun politik baskılardan dolayı taraftarına, seyircisine sırt çeviriyor, bu protestoyu yapanların Galatasaraylı olmadığını söyleyebilecek kadar kadar alçalabiliyor ki kendisine yapılan protestolarda bile bu kadar alçalmamıştı..

Daha sonra hiç anlam veremediğim, duyarlı spor medyamızdan gelen özür kampanyası var, yahu siz insanlara açık açık şerefsiz, köylü, çingene, adam değil, geri zekalı diyenler, insanlara en ağır ithamlarda bulunanlar, itiraf atıp gerçekler su yüzüne çıkınca bir özür bile dilemeyenler, dünyadaki en masum protesto biçimi olan ıslık ve yuhalama karşısında neden ceket ilikleyip, hazır ol biçiminde padişahım çok yaşa diye tempo tutup tutturuyosunuz? Galatasaraylı taraftarların en doğal hakkı olan protestoyu yerin dibine sokup, insanlık ayıbı yapıyorsunuz.. Gerçi tüm bunların tersini yapsaydınız o zaman biz de bir terslik varmış derdik, bizi yine yanıltmadınız, en azından tutunacak bir dalımız var..
Ultraslan grubuna diyecek bir söz bulamıyorum, olaydan sonra onlar da yasanalardan dolayı duydukları üzüntüyü dile getirmişler, kombinesi elinden alınacak adamlar da bunlar olacak, zaten böyle adamların maç izlememesi Galatasaray klubunun hayrına olur..

Klup başkanları da birer birer Başbakanın başına gelenlerden dolayı ne kadar üzgün olduklarını belirtiyorlar, e kolay değil üzülmeyene stad yok! Ben olsam canlı yayında ağlardım..

Bu Toki Başkanının halka sesleniş tarzı en ayar olduğum sesleniş tarzı, her sesini yükseltip detone olan kendisini Mustafa Kemal Atatürk zannediyor, o zamanlar ne sağlam mikrofon var, ne adam gibi ses kayıt cihazı, Atam ondan dolayı konuşmaları yüksek sesli yapıyordu, artık o haram teknoloji gelişti sen bağırmasan da biz duyuyoruz seni..

Tüm bunları yazarken tabi biraz da blogun vermiş olduğu özgürlüğü kullanarak yazabiliyoruz, medyada da vardır bizim gibi düşünenler elbette ama sonuçta orada bir güç dengesi var, kanal patronları, diplomatik ilişkiler, biz burada işkembeden bol atarken orada emir altında yazılmış yada hazır gelmiş yazıları yayınlayan kisiler var. Onları anlayabiliyorum, geçim derdi falan.. Ama Adnan Polat benim gözümde zaten Ankaragucu maçında tüm insanlık değerini kaybetmiş birisi olarak dün bir kez daha sıfırı tüketti, eğer Galatasaray'ın stadı için geri adım atıp kendi taraftarını Başbakan adına ezip geçtiyse yazıklar olsun, bu ülkede her şey biter futbol bitmez, dünyada seçim dengelerini bile değiştirebilecek takımlar vardır, bunlardan birisi de Galatasaray'dır. Başbakanın açıklamalarından da anlayabiliyoruz duyduğu korkuyu, Galatasaray kendisine oynayacak bir stad bulur, hiç olmadı gider bir çayırda top oynar ama yine de kimseye hele Başbakana boyun eğmez, unutmayalım ki Başbakan diktatör değil sorun çözecek en önemli kisidir bu ülkede, onun gorevi problem çözmek, insanları, kurumları, işletmeleri daha huzur ve refah içinde yaşatabilmek.

Ama bizde demokratik yaşam tarzını benimseyememiş, kisiler tarafından yön verilmeye alışmış, ezilmeye meyilli, güçten korkan, polise kimlik bile soramayan bir toplum olduğu sürece daha çok koyun gibi sürülürüz. Başbakan karşısında camiasını satan klup başkanlarını görünce 'len bu halk ne yapsın' diye iç geçiriyorsun.
Galatasaray seneye şampiyon olur, Adnan Polat'ı kendi taraftarı yine omuzlara alır, zafer şarkılarını hep beraber söylerler, hatta makara olsun diye Adnan saat kaç diye sorar, taraftar kendinden geçer..

Hiç yorum yok: