24 Aralık 2010 Cuma

Beşiktaş İlk Devre Bidonu




Hep iyileri yazıp duruyoruz, birazda kötüleri yazalım.

Maçları tek tek baz aldığımızda zaten o maç içinde bekleneni veremeyen oyuncuları az çok yazdık, çizdik. Kadromuzdaki Q7 İnter yıllarında İtalya'da yılın bidonu seçilmişti, dolayısı ile bu konuda bile en tecrübeli oyuncumuz sayılır. Bence, ilk yarıdaki bidonumuz için 3-5 aday bulunmakta..

Nihat Kahveci:
Adeta gidişim suskun olmuştu ama dönüşüm muhteşem olacak tribi ile kadroya geri döndüğünde, kendisine Beşiktaş'ın çocuğu yaftasını yapıştırıp, koca sezonu çöpe atmasına ses çıkarmadık. Sakatlıklarına hiç lafım yok, amma ve lakin, saha içerisinde takındığı hem şahsi hemde kibirli tavırlardan tutunda, kendisini hakemi aldatmak için yere bırakmalarına kadar varan bir sürü yanlış işlerde gördük. Verilen tepkiler artıncada "kimse bana zorla o kadar parayı vermedi", diyerek işi iyice vurdum duymazlığa döktü. Öyle bir durum olduki son sakatlığı takım için hayırlı bile oldu diye düşünenlerin sayısı bir hayli fazla sayıda. Geldiğinden beri tek olumlu yaptığı is olarak Porto'ya attığı golden baska birşey hatırlamıyorum, ya siz?

Matteo Ferrari:
Geldiğinde takımın en sağlam adamı olmuştu. Ligin ikinci yarısı ile beraber yaşadığı sakatlıklara rağmen pozisyon bilgisi ve tecrübesi ile kendisini ağır olmakla eleştirenlere sahada cevap vermeye devam etti. Bu sezonki yeniden yapılanma ve defansı ileride kurma stratejisi ile beraber gözden çok çabuk düştü. Takımdaki pek çok arkadaşını o da revirde yanlız bırakmadı ve sık sakatlananlar kervanına katıldı. Halen daha benim gözümde kredisi olsa dahi, bu devre gösterdiği performansın, gerçek performansı ile yakından uzaktan alakası olmaması sebebi ile bu listeye kendisini dahil ettim. İnşallah ikinci yarı herkesi bir kez daha utandırır. Bu arada takımdaki tek İtalyan olarak bidon olayını en iyi kendisi biliyor.

Erhan Güven:
Soyadına hiç yakısmayacak bir performans sergilemeye devam eden bu kardeşimiz, Ferrari'nin tam aksine kapasitesinin en üst sınırlarını zorlayarak oynuyor. Yani yaptıkları, yapacaklarının bir göstergesi olmuştur her zaman. Sanırım bir Ankara deplasmanında doğru dürüst üç tane orta yapamayınca Denizli tarafından aforoz edilmiş ve kiraya verilmişti. Her ne hikmetse bu sezon tekrar takıma dahil oldu ve pek de kritik olan anlarda oyuna dahil olarak beklendiği gibi hiç bir halta yaramadı. Bunda kendi suçu var mı, orası tartışılır ama bidon olmak için baya geçerli sebepleri bulunmakta...

Rodrigo Barbosa Tabata:
Bu arkadaş aslında geldiği senenin bidonu olmayı çoktan hakketmiş olsada, bu sene yapılan transferler ile kendisinin değil 11'e, 18'e bile girmesinde şüphe ile bakanlara nazire yaparcasına hiç tatlıya ve sütlüye karışmadan bir ton maçta oynadı. Bu maçların hiç birinde -bir iki istisna dışında (Karabük vs.)- oyuna yada skora olumlu olarak direk etki edecek bir hareketi bulunmadı. Sakatlık yaşamamasının sebebi, topu ayağında iki saniye tutmadan direk rakibe teslim etmesinden, yada rakibin koşarken yarattığı rüzgarın şiddeti ile kendisini yerde bulmasındandı. Halen daha Delgado'nun yerinde neden bu adamın takımda kaldığına akıl sır erdiremesemde, -artık Buca'ya gittiğine kesin gözüyle bakıldığından olsa gerek- tek temennim, Erhan Güven gibi önümüzdeki sene tekrar takıma dönmemesi olacaktır.

Yusuf Şimşek:
Koca Yusuf... Bize son şampiyonluğu getiren kilit oyunculardan olan Yusuf. Sezon öncesi bir ara Denizli ile anlaşıp sonra son anda kadroda kalan, yarı yaşındaki A2 oyuncuları ile hazırlık maçlarına çıkıp bir türlü A takıma kendini kabul ettiremiyen Yusuf. Sana olan sevgimin yanında kızgınlığımda şu yukarıdaki Tabata'yı bir türlü kesememendendir. Tıpkı Ferrari gibi, Yusuf içinde bu sezon gerçek kapasitesinin çok altında kaldığı bir sezon oluyor. Tabata'nın gitmesi ile hiç olmazsa ikinci yarıda iyi bir alternatif olması dileğinde bulunsamda ilk yarının bidonu adaylığından da geri kalmamasına karar kılıyorum.

Fatih Tekke:
Delikanlı Bidon. Geldiği gün, imza törenindeki soluk tavırlarına rağmen bu taraftar sana bir gün olsun ters bakmadı. Sen başka camianın çocuğu olsanda biz yinede sana sahip çıkarak ortada bırakmadık. Kayseri deplasmanında 6 pastan attığın kafa şutu direğin yanından auta çıkmayıpda gol olsaydı belki o günden beri bu takımda ilk 11 olacaktın. Gelgelelim, haklı olduğun bir tartışma ertesinde bile ben haklıyım hoca haksız diyerek halen daha delikanlı raconlarını devam ettirmen, hem takımdaki gerçek delikanlının Schuster olduğunu görmeni sağladı hemde haftalar sonra ona "helal olsun" demeni. Biliyoruzki Beşiktaş'ın başarısı yada başarısızlığı seni zerre kadar ilgilendirmiyor, ama sen imza töreninde medyaya karşı profesyonellik dersleri verdikten sonra, haklı yada haksız bu takım için profesyonel sessizliği tercih etmedin. Bunca sakatlığın, cezalının ve diğer sorunların olduğu bir kadroya girmek için hiçbir gayret göstermedin. Dolayısı ile senden beklenenlerin hepsi koca bir sıfır ile sonuçlandı. Üstelik bu takımda ikinci yarıyı görüp görmeyeceğin bile garanti değil...


Teknik Kadro:

Tayfur Havutçu:
Geçen sezon Denizli hocanın hastanelik olduğu bir dönemde takımın başında olmuş ve alınan 4-1'lik galibiyet ile ilerisi için umut saçmıştın. Üstelik o maçta Tabatanın gösterdiği performans bile herkesi kandırmıştı. Bu sezon ise sanırım senden beklenilen en azından burada belli bir şablonda olan takımların teknik-taktik kurgularını, oyun anlayışlarını, hocalarını iyi bir analizle Schuster'e sunmak ve gerektiğinde belkide Beşiktaş'ın hayrı için sesini yükseltmendi. Fakat biz seni son bir iki ZTK maçına kadar hep tribünde gördük, başka da bir işini görmedik Tayfur hocam. Yoksa yanına Giunti'yi mi getirmeli? Hazır o da hocalığa başlamışken...

Carlos Cascallana:
Bu adam hakkında uzun uzadıya yazmaya hiç gerek yok, her yerde zaten yazılıp çizildi. Direk Bidon'dur kendisi bana göre...


Edit: Hakan Arıkan'ı Unuttuk... O da Mansiyon alsın o zaman...

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Gurbetkartalı o resimdeki bidon mu abi?? :D

Ben tartışmasız Tabata diyorum.

İkinci Hakan olur

Üçüncü Nihat.

The Eagle Abroad dedi ki...

Valla italyadaki altin bidon odulu o resimdekiymis :)))

tearkan dedi ki...

Yusuf ve Fatih'i saymayalım. Fatih'in durumu malum. Yusuf da zaten tek atımlık barutunu şampiyonlukta atmıştı.

Hakan için diyecek bir şey yok zaten ikinci Fevzi oldu resmen.

Erhan zaten kapasitesi belli bir oyuncu, bir de asıl mevkisi olmayan sağ bekte oynuyor. Stoper adamın defansta sağ çizgide pozisyon alması, hücumda sağdan bindirmesi de o kadar oluyor maalesef.

Direk Tabata bence. Şu adamın yerine Delgado'yu gönderdik ya daha bi sinirleniyorum düşündükçe.

Teknik kadrodansa Cascallana. Tayfur'a hoca pek sıcak bakmıyor. O da yapı olarak fazla ses çıkartan birisi olmayınca sonuç böyle oldu maalesef.

sozcelyk dedi ki...

tabata'ya 10 puan

ferrari'ye 7 puan

hakan arıkan'a 5 puan (ilk plzenn maçında avrupa'ya veda edebilirdik hakkını verelim ehah )