6 Aralık 2010 Pazartesi

Beşiktaş - Bursa / Tribün Üstüne

Maç öncesi, maç sonrası, oynanan futbol, kartlar, taraftar hakkında çeşitli yazılar yazıldı. Bu da onlardan birisi aslında. Tek farkı şimdiye kadar rastlamadığım veya gözden kaçırdığım şeylerden bahsetmem olacak.

Genel olarak Beşiktaş - Bursa maçında tribünün çok iyi olduğundan, taraftarın süper olduğundan bahsedilmiş. Bu yazıları ve yorumları görünce şaşırdım doğrusu. Zira benim gördüğüm tribün kötüydü. Baya kötüydü.

Kapalının net bir şekilde organize olamadığı, sesinin çıkmadığı, yeni açığın çok pasif kaldığı bir maçtı. Bundaki ilk neden maçın tamamen dolu tribünlere oynanması idi. Yani sadece "taraftar" değil, "seyirci" de vardı tribünde ve her önemli maçta olduğu gibi bu maçta da bunun sıkıntısı yaşandı. Herhangi bir maçta tek başına tüm stadı inleten kapalı, eski açığın desteği bile arkasında iken sessiz kaldı bu maçta.

Maç öncesi Bursalıların kışkırtmalarına, koltukları sökmelerine, Alen'e laf atmalarına ve en sonunda da o rezil ırkçı tezahüratlarına gerekli karşılıklar verildi. Ki maç öncesi de bu kontralar hariç sessiz bit tribün vardı genel olarak. Bunlardan da Bursalıları en çok sinir edeni "Beşiktaş'ın çocuğu Ertuğrul Sağlam." denmesiydi.

Maça Bursalıların üçlüsüyle başlandı. Üzerimde bunun şaşkınlığı varken Gündoğdu karşılığı geldi. Sevdim; fakat bu da sonuna kadar aynı tempo da söylenemedi. Her tezahürat "laylaylay" diye başlayıp daha sözlere gelmeden bitiyordu. Daha önce böylesine pek rastlamamıştım açıkçası.

Tribünü öven yazılarda bahsedilen o "coşulan anlar" maçın çok çok az bir kısmıydı ve bütün stad aynı anda devreye giriyordu. Bu anlarda gerçekten kendi sesimi bile duymakta zorlandım; ama çok kısa bir süre sonra sessizliğe gömülüyordu herkes. Sessiz olmayı kabullenebilirim. Tribünde çok farklı insan olmasına bağlayabilirim. Ancak bu kadar coşkulu tezahürattan sonra bir anda susmayı tercih eden bir tribün vardı maçta.

Bu gaza gelinen anların yanında Volkan'ın kırmızı kartından sonra tribünleri tahrik etmeye çalışması, sahadan bir türlü çıkmak bilmemesi üstüne yapılan "Volkan papucu yarım, çık dışarıya oynayalım" ve maç sonunda direkten dönen topun ardından gelen rahatlamayla yapılan Şinanari güzel notlardı. Ali kuçik'e yapılan jest ise muazzamdı.

Bursa'nın meşhur(!) tribününü de bu maçta görmüş olduk böylece. Ortaokul-lise maçıymış gibi "Saldırın durmadan" tarzında tezahüratlar yapan muhteşem bir tribünleri var.

Yazıyı bağlamak adına şöyle şöyle söyleyeyim. Az çok deplasmana giden birisi olarak şunu diyebilirim ki eğer deplasmanda böyle bir tribünü, daha doğrusu bu kadar açığı Beşiktaş taraftarı yakalasa hiç affetmez, o stadı yıkardı. Benim memnuniyetsizliğin bundan dolayı da olabilir.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Maça nasıl Bursanın üçlüsüyle başlandı yahu? O marş bir kere bizim ama yinede biz klasik üçlümüzle girmeliydik..

0. Tekil Şahıs dedi ki...

bursalılar önce girdi. bizde hemen gündoğdu söylendi ama santrada sessiz kalındı.

Adsız dedi ki...

Bu şey gibi olmuş, Sezen Aksunun konserine gidip ondan önce Geri Dön'ü söyleyen özgüven patlaması yaşamış seyirci hesabı, ulan bari kendi ürettiğiniz bir şeyle maça başlayın, liseli abi bunlar.

tearkan dedi ki...

Herkes çok mmnundu tribünden, çoğu yerde buna yönelik yazı ve o yazıları destekleyen yorumlar görünce acaba bende mi bir problem var diye düşünmeye başlamıştım. Yalnız değilmişim. Ben de, en azından söylendiği kadar, başarılı bulmadım bizim tribünü. Televizyondan bu yargıya varmak ne derece sağlıklı emindeğilim; ancak yazıda bahsedilen boşluklarda sürekli sesleri duyuldu bursalıların. Allahtan düzgün bir tribün değil de bursalılar vardı maçta da fazla kontra yemedik.

0. Tekil Şahıs dedi ki...

evet konsere böyle başlamak gibi. ama bunun karşılığı onlara sert verilmeliydi.

ben bursa tribününü böyle beklemiyordum açıkçası. hoş, beşiktaş tribününü de böyle beklemiyordum.