8 Aralık 2010 Çarşamba

Haftanin Adami Guti #10


Genelde haftanin adamini secerken otomatik olarak genclere yonelen blog okuyucularimiz mevcut, simdiye kadar yaptigimiz "haftanin oyuncusu kim" yazi serilerimizde genclerin on plana cikartilmasi acikcasi beni hem sevindiren, hem de gelecek adina umutlandiran bir tablo. Bu gencleri mukafatlandirmamiz blogun biraz da olsa yapisini gosteren bir olay..


Bu hafta baskaydi, mac son yillarda aramizda husumet olan Bursa maciydi, takimin uzerinde psikolojik olarak muhakkak baski vardi, bunun nedeni hem puan tablosunda dezavantajli durumda olmamiz, hem Bursaspor'la aramizda yasanmisliklar, hem de son 7 gunde 3. final macimiza cikacak olmanin verdigi mental yorgunluk.. Sezon basinda kagit uzerinde 7 as oyuncumuzunda ayni donem sakatlik yasamasi ilk 11'de Cenk, Ersan, Necip, Ali hatta Holosko ile baslamamiza vesile oluyordu, saniyorum bu saydigimiz isimler cogunlugu artik kagit uzerinde degil, uygulamada 11 oyuncusu olarak kalacaklardir. Bu kadar genc ve tecrubesiz takimin basinda bir tane lider olmasi gerekiyordu ve bunun kim oldugunu Klubede Alevli gozleriyle sahaya bakan adam da biliyordu, tribunde, televizyonda maci seyreden en Fizlozof taraftarda, en saf izleyicide biliyordu, o isim elbette yillarca Real Madrid'de liderlik yapmis adam Guti'ydi..


Oyun planinda Ali ve Holosko'nun hemen arkalarinda konuslandirilmisti, Arkasinda ligin en sert orta sahasinin varligiyla ondan devamli sutette istenen final paslarini yapmakla gorevlendirilmisti. Ilk yaridaki baskili oyunumuzun en onemli unsuru Guti'ydi, hucumda kaybettigimiz toplar ortasaha oyunculari tarafindan tekrar kazaniliyor ve Guti'ye aktarilip yeni hucumlar baslatiliyordu, bir ara iyice bunalan Bursaspor'da Volkan Sen'in yorgunluktan yaptigi hatayla rakip 1 kisi eksik oynamak zorundaydi, bu pozisyonda Ibrahim Uzulmez'in Volkan'i zorlayip attirmasi macin gidisati hakkinda en onemli anlardan biriydi. Nitekim ligin en iyi ofansif kanat oyuncularindan Volkan'i durdurmak yerine yaptigimiz hucumlarla Volkan'i defans yapmaya zorluyorduk..


Ikinci yariyla beraber Gutinin gorevi degismis, Necip'in cikisi ve Tabata'nin girisiyle normal duzenimiz olan 4-3-3 e gecis yapilmisti, Guti artik ortasahanin solunda oyunun temposunu ayarlamakla gorevlendirilmisti. Yillardan beri eksikligini cektigimiz oyun kurucu pozisyonu basimiza cok buyuk dertler acmisti, hedef maclarda oyunun temposunu genelde biz degil karsi takimlar ayarlardi, ama artik ortasahada ne yaptigini bilen Guti vardi, gole kadar macin temposunu muthis arttirdi, Ali biraz daha tecrubeli olsa Guti'nin paslariyla cok daha fazla pozisyonlara girebilirdi, onde baski yaptigimiz bir pozisyondan sonra golu bulduk ve artik tempoyu yavaslatma zamaniydi. Guti bu andan itibaren takimdaki herkese oyunun nasil temposunu dusurulecegini gosterdi, umarim onunla oynama sansini yakalayan genclerimiz Guti'nin yaptiklarini merakla inceliyorlardir. Maci tek pozisyon vererek tamamladik ve onemli olan 3 puani hanemize yazdirmayi bildik.


Mactan sonra etrafimizda konusulanlari okudum, zaman zaman dehsete dustugum, irkildigim anlar oldu.. Bu etrafta sacma sapan konusanlar Besiktas'liyim diye dolasan yeni jenerasyon Besiktas'lilar sanirim.. Efendim artik eskisi gibi oynamiyormusuz, artik defans yapiyormusuz, Schuster artik fikrini degistirmis gibi sig yorumlari uzulerek okudum.. Oysaki takimdaki eksiklere baksalar ve son bir haftada takimin nasil "sonuca" gittigini gorebilseler bu soylediklerinin hic bir mantigi kalmayacak, takimda yedek klubesine baktiginizda hayatinda A takimin yedek klubesinde bile oturmamis adamlar goruyoruz, ilk 11'e baktiginizda genclerden olusan yepyeni bir kadro goruyoruz, son bir haftada rakiplerini kayipsiz gecmis bir Besiktas goruyoruz! Fantastik olacak fakat bu son 3 mac oncesi birisi gelip size bu 3 maci hic oynamayin biz size 5 puan verelim dese kim kabul etmezdi? Bugun klubede o tecrubesiz genclerin yaninda Fink, Zapo, Hakan, Tabata oturdu ve biz sahaya o gencecik genclerle sahaya ciktik ama bu kimsenin umrunda degil. Besiktas eski donemlerde 7 as eksik oyuncuylada olsa gelen her rakibe pozisyon vermeden, 90 dakika boyunca tek kale mac oynadigi icin bu yeni guruh Besiktas'i artik begenemiyor. Kadro nasil olursa olsun biz cikmaliyiz herkese 10 gol atip, pozisyon vermemeliyiz, ustune defansta yapmamaliyiz. Insanlardaki bu memnuyetsizligi gorunce ben uzuluyorum, arkadas hayatiniz drama uzerine kurulmus, hayatta en buyuk eglencelerinizden bile zevk alamiyorsunuz, Besiktas kazandiginda her zaman takacak bir kulp buluyorsunuz, bir tokat atin kendinize ve uyanin ulan ben ne yapiyorum diyin. Bu tatminsizlik neden diye dusundukce isin icinden cikamiyorum. Anin tadini cikaralim ama elestirimizide yapalim buna kimseni itirazi olmaz fakat sen olumlu olan hic bir seyi gormezden gelip sadece kendi icindeki o kisiliksiz hayatini Besiktas uzerinden degerlendirirsen orada bir dur deriz..


Kimse kusura bakmasin haftanin adami serisi postunun altina bunlari yazdigim icin, hele haftanin adami Guti'yken yazdigim seylerden dolayi "Besiktas'lilardan" ozur diliyorum. Takimimizda guzel adam Guti oynuyor, onun hemen arkasinda Necip O'nun acigini kapatiyor ben buradan bile guzel bir hikaye cikartabilirim kendime ama etrafimizda o kadar negatif enerji sacan kisilikler var ki biz bunlari konusmak yerine, "ulen Besiktas serefsiz top oynuyor" diyen yaratiklari tenzih etmeye calismakla mesguluz malesef.. O serefsiz Besiktas'i siz tutmayin arkadas, O serefsiz Besiktas'i birakin bizlere biz onlari Serefiyle oynatir Haklariyla kazandirmasini biliriz. Suan bunlari yazdigim icin bile kendimden utaniyorum, Biz nasil sevdik bu takimi, millet nasil sevememis nasil hazmedememis O Besiktas'i.. Cok uzattim nereden tutsanda elinde kaliyor zaten, simdi ben burada cok agar seyler yazardim ama onlara degmeyecegini bildigim icin sadece o yaratiklara aciyorum, Hazimsiz, Kisiliksiz, Adi, Tatminsiz, Memnuniyetsiz, Hayatin tadindan mahrum yasantilariyla basbasa birakiyorum kendilerini.


Bizim Cocugumuz Ol Guti!

3 yorum:

deniz dedi ki...

Ekşide mi bi yerde yazıyodu, fenerde bu kadar genç aynı anda oynasa haklarında yazı dizisi yapılır, günlerce yazılır çizilir diye. Hakkaten de öyle. Biz hala burun kıvıralım adam yokluğundan oynadılar diye. Ki zaten kulübeden belli öyle olmadığı. Neyin karamsarlığı, nasıl bi kafa anlamıyorum...
Özellikle maç sonu tribüne gidip 'gücüne güç katmaya geldik'i karşılıklı söylemeleri mükemmeldi. Tabi uzakta olduğumuz için tam göremedik, hayat kapalıda güzel anasını satayım :)

Unknown dedi ki...

Bursaspor geçen sezonun şampiyonu, Beşiktaş bu sene avrupada Türkiyenin tek başarılı temsilcisi, maçın ertesi günü basında Fener aşşağı fener yukarı, heryerde onlara methiyeler düzülmüş Karabük maçıyla ilgili, ulan dedim Fenerbahçeden biz kaç puan gerideydik emin olmak için bir kez daha baktım puan durumuna, sadece 3 puan.. Feneri büyük bir kesim Şampiyonluğun en güçlü adayı olarak gösteriyor fakat Beşiktala aralarında sadece bir mağlubiyetlik fark var ve Beşiktaş zirvenin en güçlü adaylarından birisini genç oyuncularıyla yenmiş, bunu sadece Beşiktaş yazarları yazmış ve yazılan yazılar hep oynanan oyunu alttan alta eleştiren yazılar yada bak biz böyle oyna demiştik sen şimdi bizi dinlemeye başladın da kazanmaya başladın türü yazılar..

deniz dedi ki...

Yahu say say bitmez geçilen torpiller de, şimdi ezikler görür yazdıklarımızı 'Beşiktaşlılar bizi çekemiyor'a bağlarlar, daha da bi şey demiyorum o yüzden. Hayır bizim hakkımızı teslim etmelerini geçtim, bursalıların yaptığı o iğrenç tezahürat hakkında tek laf yok. Tabi esas suçlu yönetim, bunları gündeme getirmek onların görevi, maçtan sonra yd televizyona çıkıyor, insan bekliyor ki iki laf etsin mevzuya dair, o daha yıldız derdinde...