16 Ekim 2010 Cumartesi

Beşiktaş - Manisaspor / Değerlendirmeler

Q7-G14 ikilisinden birinin yokluğu bile takımın oyun planını kötü yönde ciddi derecede etkiliyorken, ikisinin yokluğu iyice belimizi bükmüş durumda. Quaresma'sız Beşiktaş adına kısır geçen bir Trabzon maçından sonra iki yıldızımızın yokluğunda ne yapacağımız merak konusuydu. Sonuç çok beklenenin dışında olmadı. Schuster Aurelio'nun yokluğunda Fink'i kullandı, ileride de Nobre-Bobo ikilisine şans verdi ama maçın gidişatını Schuster'den çok Hikmet Karaman'ın tercihleri belirledi. Topu rakip yarı alana hızlı bir şekilde taşıyan adamımızın ve topu ileriye taşımanın diğer yolu olan ince pasları verecek adamımızın da olmadığını düşünerek orta sahada iyi presle top kapmayı hedefledi, bunun sonucunda golü buldu. Schuster'in ise Hilbert'i kaçırmak dışında pek bir planı yoktu sanırım. Necip'in Guti'ye özenmesi sonucunda beraberliği yakalasak da yine bir duran topta kalemizde golü gördük. Tabata'nın atılmasından sonraki oyun ayrı bir hikaye. Benim aklıma ilk olarak Nobre-Onur değişikliği geldi. Schuster'in aklına gelmedi. Fink çıktı Holosko girdi sola geçti, Nobre sağa geçti, Onur girene kadar takım saçma sapan bir şeyler yaptı. Bu saçmalığı değerlendiren Hikmet hoca Makukula'nın yerine kontralarda daha çok işe yarayacak olan Yiğit'i aldı, Yiğit 3-1 yaptı. 

Benim için güzel hikaye bundan sonra başlıyor. Onur Bayramoğlu giriyor, takım kendine geliyor, yüklendikçe yükleniyor. Tabata ve Holosko'nun yokluğunda takım 9 kişiyle hücum yapıyor kalabalık Manisaspor savunmasını delmeye çalışıyor, sonuçta Ernst umutlandırıyor, başka pozisyonlar da yakalanıyor ama beraberlik gelmiyor. Beraberlik gelmese de ben o son dakikalardaki istekli arzulu oyun yüzünden mağlubiyete üzülmedim açıkçası. Onur geliyor diyorum. Haftaya da oynamasını umut ediyorum. Genç oyuncuya forma verilmesini değil, genç oyuncunun bulduğu her şansı değerlendirerek forma bulması taraftarıyım. Onur da son haftalarda bunu yapıyor. Bir de bıyıkları gürleşene kadar ergen bıyığı bırakmasa belki aldığı süreler artabilir :)

Hilbert'e ayrı bir paragraf açıyorum, adam bindiriyor arkadaş. 3 ortadan 2 si isabet buluyor belki ama rakibin sol bekini yıpratıyor. Simpson'la da oldukça iyi boğuştu, defansif görevlerini de aksattığı söylenemez. İlginç olan maçı izlediğim mekandaki herkesin Hilbert'in bir iki isabetsiz ortasına kızıp adam iyi orta açtığında, forvet oyuncuları vuramadığında, dahi Hilbert'e küfür etmeleri. Bu adam son iki maçtır neredeyse bizi ileriye taşıyan tek adam. Her sıkışan sağ kanattaki boş bir alana gönderiyor topu nasılsa Hilbert bindirir diye. Ortalarında yüzde yüz isabet sağladığını söyleyemeyiz ama genelde sorun ceza sahasına bindirme yapan adamın az olması ayrıca dikkatli izlerseniz ceza yayı civarındaki arkadaşlarını yerden paslarla çok iyi görüyor. Son dakikalarda da duran topları oldukça iyi kullandı ki biri gol oldu zaten. Bence Ekrem düzelse de Hilbert'le devam edilmeli, Rıdvan fırtına gibi dönerse orasını bilemem.

Hakan Arıkan da maçın kaderine etki edenlerdendi. Schuster'in Hakan'ı kazanmaya çalışması güzel ama Hakan'ın kafası sahada değil ne yazık ki. Henüz mental olarak kendini toparlayamamış bu da takıma ciddi derecede zarar veriyor, Hakan'ı da tribün önünde kötü duruma düşünüyor. Cenk'ten iyi kaleci mi bilemem ama Hakan bu kadar da kötü kaleci değil. Yediği gollerde hatalı olduğunu söyleyemesek de o tarzlarda birçok pozisyonu çıkardığını biliyoruz. Ayrıca Makukula'ya kaptırdığı saçma bir top var, yine ayağına dolaştırdığı Zapo'nun uzaklaştırdığı bir top var. Hakan ısrarı Hakan'ı bitirecek ne yazık ki. 

Sonuçta sakatlıklar+şanssızlıklar+Hikmet Karaman Schuster'i yenmiştir. Elinde fazla malzemesi olmayabilir ama bu bahane değil ne yazık ki, sonuçta sahaya 11 kişi çıkıyoruz yeni çözümler bulması gerekiyor. Bulacağına da inanıyorum. Onur Bayramoğlu'nun farkında, önümüzdeki lig maçında Tabata'nın yokluğunda Guti de düzelmemiş olursa orta sahanın forvete açılan anahtarını Onur'a teslim edeceğine inanıyorum. Fink'in gerekliliğini anladı, Holosko ve Tabata'nın gereksizliğini de anladı bence. Öğrenen deneyen bir hoca, ayrıca son iki lig maçında oynadığımız iki takım da oldukça zorlu rakiplerdi. Isaac-Makukula-Simpson ofans hattı çoğu büyük takımda yok. Schuster'e desteğe devam diyoruz.

Not: Son paragrafa paralel olarak bir şey eklemek istiyorum. Bir süre güzel gidince bazıları Denizli'ye sallamaya başlıyor bu da beni rahatsız eden bir durum. Denizli mi Schuster mi diye sorarsanız düşünmeden Schuster derim ama ölmüş haldeki Yusuf'tan, istikrarsız Tello'dan maksimum verimi alarak bizi şampiyon yapmış, sonraki sene de şanssızlıklar yüzünden yapamamış bir hocanın hakkının yenmesi içime sinmiyor. Defansif oynatabilir, elindeki kadroyu en iyi şekilde kullanmaya çalışmıştır, Mourinho da yeri geldiğinde defansif oynatıyor, sonuçta Holosko'lu Nobre'li Tabata'lı ofans hattıyla Schuster de harikalar yaratamıyor gördüğünüz gibi. Denizli eleştirilebilir, zamanında çokça eleştirdik ama şu son iki maçtaki tabloyu göz önüne alalım ve biraz empati kurarak eleştirelim bence.

6 yorum:

0. Tekil Şahıs dedi ki...

bu takımın en başta guti ve kuarejma'sız kazanmayı öğrenmesi gerekiyor. onlarsız kazandığımız maçlarda bile çok zorlanıyoruz. eğer bunu atlatamazsak rakipler devamlı bu iki oyuncu üstüne oynamaya devam edecektir. türkiye ligi'nde sakatlamaya oynayan ne kadar çok oyuncu olduğu zaten malum.

takımın solunda problem var. sağda hilbert gayet iyi. ortaları da iyi, pasları da, koşuları da. ama sol taraf sorunlu. ya da sorunlu demeyelim de belki de sağda hilbert çalıştığı için devamlı sağdan gitmeye çalışıyoruz.

onur çok geç girdi bugün bence. ama şuster de onur'un gayet farkında. allah korusun rıdvan gibi bir şanssızlık yaşamazsa çok iş yapacak.

taraftarın da bugün bi özeleştirisi yapması lazım. eğer son dakikalardaki -özellikle golü attıktan sonraki- desteği maçı geriden götürürken verebilseydik bu maçı 10 kişiyle de çevirirdik. yenik durumdayken stad suskundu, cılız tezahüratlar yapıldı hep.

velhasıl maçı kaybettik ama umut var. gerçi umut var diye diye puan kaybetmeye devam ediyoruz ama umut gerçekten var :)

The Eagle Abroad dedi ki...

Açıkçası benim umudum bu seneden yok... Maalesef yok.. Ama Schuster'de israr edilir ve arkasına teneke baglanmadan yollanmazsa önümüzdeki sene için umudum var... Gelgeleim o zamanda stat yıkılacak, onun etkileri ne olur bekleyip görecegiz... Offf offf....

0. Tekil Şahıs dedi ki...

tabata'dan bahsetmeyi unuttum. evet tabata iyi niyetli, çalışıyor bilmemne. ya arkadaş sen bu takımda oyunu kurması gereken kişisin. bunu topu almamak için özel çaba sarfederek, alınca da sağa sola pas vererek kaçıp bir daha almamak için elinden geleni yaparak mı becereceksin?
resmen toptan kaçıyor tabata. maç içinde kendisine pas verilmemesi için dua ediyor gibi oynuyor.

Adsız dedi ki...

Delgado, Tabata secimine hic girmeyecegim, o tren coktan kacti, Bir hafta once kadar bir post atmistim besiktasin derin kadrosu diye, orada Tabatanin yaratici degil, tamamlayici bir oyuncu oldugunu belirtmistim, dun aksam iki senedir gordugumuz filmin bir ozetini gorduk, Tabatadan cok sey beklememek gerekir diye dusunuyorum, Besiktasin yedek oyuncusu oldugunu her mac gosteriyor..
benim icin dun aksamin en degerli anlarindan biri 60. dakikada Necipin belini Makakuklaya dayayip onu iterek ama faul yapmadan topu sokup almasidir, bir digeri ise Onurun oyuna girip Besiktasa sok etki yasatmasi, sut atip, topla dribling yapip, aralara pas atmasidir. 1 saat boyunca oyuna hukmedemeyen Besiktas Onur girdikten sonra 10 kiside olsa buyuk takim oldugunu hatirladi, Onur Girmese bizimkiler 3-1 i korumaya devam edeceklerdi.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Cipher dedi ki...

Necip'in Makukula'ya omuzu koya koya kaptığı top sonrası ayağa kalkıp gol atmışız gibi sevindim. Maç boyu da iyi işler yaptı keşke ilk golden önceki hatası da olmasaydı diyeceğim ama o pozisyonun da asıl sebebi Üzülmez-İsaac eşleşmesidir.

Tabata konusunda dediklerin çok doğru, aslında gitmesi gerekenler listesinin başına Holosko'yu koyuyordum ama Onur vücut olarak biraz gelişirse, çok sık sakatlanıyor, Necip gibi kuvvetli hale gelirse Tabata'nın takımda kalması için bir neden kalmaz. Geniş alanda yaratıcılığını gösterebiliyor , bu seneki oyun tarzımızda başarılı olması pek olası görünmüyor.

Bu seneden umudumuzu kesmek için daha erken bence, Schuster'in henüz denemediği şeyler var. Mesela İsmail'i Q7'nin yokluğunda solda kullanabilir. Rıdvan sağ açık olarak kullanılabillir. Fatih Tekke düzeldiğinde dünkü oyun planını daha iyi uygulayabiliriz, sezon arasında Veli takviyesi gelebilir ama sakatlıkların süreklilik kazanması can sıkıcı. Kondisyonerde falan mı sıkıntı var bilmiyorum. Ferrari'de 3 hafta yokmuş, bu böyle devam ederse çok sıkıntı yaşarız.