Mactan once "Besiktasin cocugu Allen Iverson" ve "Happy Birthday Guti" tezahuratlari yuzlerde tebessum olusturdu, Bizim icin guzel baslayan mac ikinci yari az kalsin kabusa donusuyordu. Skor yazalari ne yazar bilmiyorum fakat ben ikinci yarida oynanan futboldan hic zevk almadim, Kalbim son Besiktas maclarinda duracak diye korkuyorum ve burada kesinlikle ironi falan yok, resmen kalbim hizla carpmaya basliyor ozellikle son dakikalarda.Besiktas'in oturan bir futbolundan soz etmek imkansiz, Quaresma donene kadar bundan zaten bahsedemeyiz, son oynanan maclarda Gutinin oyundan cikisi sonrasi ayagimizda top tutamadigimizdan devamli surette gol pozisyonu veriyoruz ve bu pozisyonlar genelde kaleciyle karsi karsiya seklinde oluyor, su bir gercek ki Besiktas gecen sezonki gibi defans yapamiyor ve skor ustunlugunu korumaya calistigi anda defansimiz delik desik oluyor.Ilk yaridaki Besiktasa bakacak olursak aslinda beklenen bir kadroyla sahaya ciktik, tek itiraz Ibrahim'in yerine Ismail olabilirdi fakat son Mersin macinda yoruldugu icin itiraz etme sansimiz yok. Sahaya 4-3-3 e yakin bir dizlisle ciktik, Tabata Bobo'nun ve Holosko'un biraz daha gerisinde konumlandirilmisti. Sivasspor bu sene tum anadolu kluplerinin yaptiginin tersine Besiktas'a onde basmaya calisiyordu, Riza Calimbay erken bir gol bulup Besiktas'in aciklarindan yararlanmak istiyordu, fakat planinda ilk golu yemek yoktu, Besiktas Gutinin muthis arapasina hareketlenen Ibo'nun ortasiyla Bobo'nun son vurusu sonrasi gelen golden itibaren Riza Hocanin tum planlari cope gitti. Sezon basinda beridir gordugumuz sey Besiktas one gectigi karsilasmalarda cok rahat mac cikarttigiydi, nitekim golden sonra cok rahat top cevirmeye basladik, Sivassporun direncinin dustugu anda birde Necip'in yerden kalkarken vurdugu topta ikinci golu bulunca macin farka gidecegini dusunmeye basladik, nede olsa artik Sivasspor acilmak zorundaydi ve Holosko'nun uzun sureden beridir bekledigi mac atmosferi olusmustu, ikinci golu bulduktan sonra Besiktas simdiye kadar hic gorulmemis bir sekilde geride beklemeye basladi ve topu Sivasspor'a verdi, Guti'nin arapaslarinda Tabata'yi ve Holosko'yu kacirmaya calistik fakat bu iki oyuncumuzun top ezmeleri sonucu hucumlari baslatamadan bitiriyorduk.
Ikinci yari oldugunda Besiktas'in topa daha fazla sahip olmasi gerekiyordu, sonucta sezon basindan beri insaa edilmeye calisilan sistem topa olabildigince hukmetmek ve rakibe top gostermemekti, nitekim Besiktas biraz daha sakin oynamaya Sivasspor'u topun pesinden kosturarak yormaya baslamisti. Arada yakaladigimiz firsatlari gole ceviremeyince Sivasspor'un morali yerine gelmeye basladi ve onlarda ilk yarida uyguladiklari sertligi ust seviyeye cikarmaya basladilar, Schuster Guti'nin sakatlanmasindan korktugu icin kenara alinca Besiktas kaptanini kaybetmis gemiye dondu, Nihat klasiklesen karsi karsiya gol kacirma serisine bir pozisyon daha ekledi, Schuster'in saha kenarinda agresiflesmesi basina geleceklerini hissetmesindendir diye dusunuyorum, onu hic bu kadar sinirli gormemistim..
Necip'in yanlis yan pasiyla Sivasspor'a bir gol hediye ettik bu dakikdan sonra artik mac meydan savasina dondu, ozellikle Sivasspor'lu futbolcularin bilincli bileklere ve kaval kemiklerine yaptigi mudehaleleri sayin hakem izleyince Sivasspor Besiktas'i sindirmeye basladi, bu dakikalardan sonra Besiktas simdiye kadar hic gormedigimiz sekilde defansa gomuldu bunu firsat bilen Sivas'li oyuncular topu 18'imize dogru sisirmeye basladilar, Toraman ve Ersan havadan gelen toplarda cok fazla sorun yasamadi, son dakiklarda sanirim Hilbert'in kaptirdigi top sonrasi ikinci yari boyunca neredeyse tum hatlariyla kapanan Besiktas'in rakibe verdigi pozisyon anlasilmaz derecede felaketti, Cihan 2 cm daha iceri vursa burda 2-0 dan maci vermis Besiktas'i konusuyor olacaktik, ve bunu berbat oynanan ikinci yariyla birlikte susluyecektik.. Besiktas'in pozisyon vermesi elbette dogal birsey fakat bu kronik bir hal aliyorsa orada cok buyuk sorun var demektir, ben artik Besiktas'in maclarinda son dakikalari izlemek dahil istemiyorum cunku biliyorumki inanilmaz bir pozisyon verecegiz illaki rakibe.. Buna konsantrasyon eksikligi diyebilirsiniz, acemilik diyebilirsiniz, uyumsuzluk diyebilirsiniz, cunku hepsi mevcut, sakatliklardan dolayi sezon basindan beridir bir ideal stoper ikilisi bulamadik, her mac degisen stoper ikilisyle adrenalin dolu maclar yasiyoruz sayelerinde, ben pek fazla adrenali seven birisi degilim, hele Fenrbahce ve Bursaspor'un puan kaybettigi haftalarda hic degilim..




NBA'in diger suslu yildizlari Sponsor Firmalarin, Medya Kuruluslarinin, Reklam Ajanslarinin elinde kukla olurken o kimseye boyun egmemis hep kendi bildigini okumustur. Adidas'in, Nike'in sponsorluk tekliflerini elinin tersiyle itmis sadece kendisinin bir numara olabilecegi Rebook'i tercih etmis ve Rebook'in efsanesi haline gelmistir. Meslektaslari sosyal mesajlar verip, Komedi filmlerinde oynarken, o bol argo iceren asi rap albumunu cikartmistir.. Dovmeleriyle ve koluna taktigi uzun bant ile idol olmus ve Vince Carter, Kobe, Mc Crady ve bircok yildiz tarafindan taklit edilmistir.. Kisisel olarak ulasabilecegi en buyuk basarilari kazanmis, tam 4 kez NBA'in en iyi oyuncusu secilmis, All Star takimlarina secilmis, en iyi 5'in mudavimi olmus ve defalarca en iyi savunmaci olmus ve sayi kralliklari yasamistir. Sayi Kralliginda tarihin en iyi ucuncusudur Jordan ve WC'nin arkasinda.. Bana gore hic sampiyonluk yasamamis en buyuk oyuncudur Karl Malone ile birlikte.
Kisacasi Allen Iverson NBA'in has adamidir, anlatmak ile bitmez.. Bu adamin Besiktas formasi giymesi demek Besiktas ve Ulke icin devrim demektir, gencler icin idol demektir, Turk Basketbol'u icin marka degeri demektir.. Hayatimda ilk defa mevcut yonetimi tebrik etmek istiyorum, dogrusunu soylemek gerekirse gencligimde odamda ne Guti'nin nede Q7'in posteri yoktu, en buyuk posterim Iverso'a aitti, demekki insanlar boyle hissediyormus idollerinin kendi takimlarina transfer oldugunda. Sunu cok iyi bliyorum bugun Besiktas icin bir virajdir hatta milattir, bundan 10 yil sonra Q7, Iverson, Guti oncesi ve sonrasi diye adlandirilacak tarihi sezondur, bunu iyi anlamda veya kotu anlamda hatirlayabiliriz, artik butun is oyuncularda ve tekni yonetimde. 








































