5 Aralık 2011 Pazartesi

Kısa Kısa


Aykut Kocaman ya da Fatih Terim'i tak maçlığına Beşiktaş'a hoca yapsan ve "hocam forvette kim oynasın?" diye sorsan tereddüt etmeksizin Almeida der ve son zamanlarda Carvalhal'in yaptığı gibi 90 dakika Almeida'yı oyundan çıkartmaz ki Beşiktaşın hücum çeşitliliği kör kurşun toplara kalsın..Almeida'ya her atılan top duvara çarpmış gibi geri dönsün. Beşiktaş'ı 10 kişi oynatsak, Almeida yerine de rakip takıma bir stoper eklesek ve o ekstra stopere Almeida'ya atıldığı kadar uzun top atsak adam en azından bir iki kere pas hatası yapar Beşiktaşa hızlı atak şansı verir ama bizimkisi hiç bir topa hareketlenmiyor, kendi elleriyle gösterdiği noktaya gitmiyor, rakibinden 4 metre önde olmasına rağmen 10 metrelik mesafede sollanıyor, ağzının içine yapılan ortalara ağız burun karışık vuruyor, takımın boyunu kısaltmak yerine devamlı ofsaytta eli belinde bekleyerek hem defansif anlamda hiç bir katkı yapmıyor hem de kapılan toplarda kontra atak şansını başlamadan bitiriyor, daha acı olan şey ise yedekte bekleyen Almeida'dan çok daha büyük şeyler vaadeden Mustafa'nın son 10 dakikaya kadar yüzüne bakılmaması. Daha da dramatik olan şey ise, aynı performansı Mustafa göstermiş olsa ilk yarı bitmeden tabelada "9 in 11 out" kalkacağını hem bizim hem de Mustafa'nın bilmesi ki adam "MaccabiQuaresma'ya" bağlasa bir dahaki hafta ilk 11 de yine Almeida arzı endam edecek.. Carlos hoca! yastığa başını çekirge gibi zıpladığın için rahat koyuyorsan sorun yok.


Cenk Güzel kardeşim! bu taraftar biliyor ki çok yeteneklisin, yasın daha çok genç ve önünde uzun yıllar var, bak Rüştü abine, baban yaşında adam hala seninle forma savaşı veriyor.. En güzel kaleci gösterişsiz kurtarış yapan kalecidir.. Çünkü iyi yer tutuyordur, acemi kaleciler gibi yanlış yerde durup imkansız kurtarışlara mahal vermiyordur.. 35 metreden gelen topa şutla beraber uçmuyordur, bunun defansı var, falsosu var, rüzgarı var top bir anda birine çarpar yön değistirir, öyle armuta bakar gibi bakarsın sonra.. Beşiktaşlı seni artık birinci kalecisi olarak benimsemiş durumda, bize artistik plonjonlar göstermek yerine güven ver.. Biz senin zaten çok yetenekli olduğunu Villareal maçından beri biliyoruz..

Ahmet hoca işine geldi mi mangalda kül bırakmıyorsun.. Delikanlılığın parmakla gösterilen en büyük şövalyesi oluyorsun.. Aslında seni kaale almamak gerekir ama bende haddinden fazla gastrit yapıyorsun.. Öncelikle geçen sezon sizler gibi koyun sürüsüne katılmayı reddetmiş Schuster'e yazdığın tehdit vari yazını okumak gerek.. Sonrasına bu sezon yaşanan Fatih Terim ve akreditasyon olayını ( 2:30 dan sonra) izlemek gerek.. Ahmet bey! buna da bir köşe yazısı bekliyorum senden, böyle hem tehdit içerecek hem de ilkokul çocuğu gibi şikayet vari bir köşe yazısı, hani içinden aşağılık kompleksi akan, faşistliğe kadar varanından, yerse..

Biz futbol denen güzel sporu (bizim için elbette güzel değil) süslemesini hiç bilmiyoruz.. Hiç bir zaman da öğrenemeyeceğiz.. Yayıncı kuruluş da, medya da, yöneticiler de bizi futboldan uzaklaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar, hayır anlamadığım taraftar futboldan elini ayağını çekerse ne yapacakları? Heralde kendileri çalıp kendileri oynayacaklar. O tribüne giden her taraftar benim gözümde birer kahramandır bu illeti hala sevebildikleri için.. Fatih Terimin akreditiasyonla ilgili olan aynı videoda (4:15 ten sonra) orada bir hayvan var.. Evet muhtemelen özel güvenlik görevlisi.. Hani canları sıkıldığında bizlere tekme tokat girişen, kendisini taraftarla aynı kefeye soktuğu için hayvandan beter davranan, her taraftarı sanki suç işlemeye gitmiş birer suçlu olarak bakan güvenlik görevlisi, tek amacı öyle ya da böyle Türkiye'nin en başarılı ve karizmatik Türk hocasıyla fotoğraf çektirmek isteyen bir kadın güvenlik görevlisine kameraların önünde şiddet uyguluyor.. Sistemin köpekliğini o kadar çok benimsemiş ki Fatih hoca dur yahu ne yapıyorsun diye sorunca gözlerini ancak 35 santim açıp " yassah kardeşim diyor", o an resmen nevri dönmüş durumda bu zavallı güvenlikcinin, kendisini kaybetmiş.. Neyse bayanlar fotoğrafı çektiriyor fakat çektirdiklerine bin pişman oluyorlar elbette, zoraki bir gülümseme ile uzaklaşıyorlar.. Korktuğum ve adım gibi emin olduğum tek bir şey var o da bu görüntülerden sonra o meslek aşkıyla yanıp tutuşan güvenlik görevlisi o hayvani davranışlarından ötürü ödüllendirilecek, o zavallı iki kız ise muhtemelen mesai sırasında sadece bir fotoğraf çekilmek istedikleri için işlerinden olacak.. Aferim lig Tv. o görüntüleri koyarak çok iyi iş başardın.. Hayır o görüntüyü koydun madem bunun ardından o hayvanı en ağır şekilde eleştir.. Neden ?

Maçta gözüme çarptı şu pankart.. Antalya'da boş boş dolaşmak yerine vatandaşı Ernst ve Hilbert'i izlemeye gelen alman bir turisti çevirip" aga şu pankart nedir sence" diye sorsan Türk mafya filmi olabileceğini, evde örgü örmekle meşgul annenize sorsanız Kurtlar vadisinin yeni versiyonunun tanıtımı falan zanneder heralde.. aslında güzel türkçemizde çok güzel bir deyim vardır, onu söylesek şu basiretsiz, vizyonu sıfır, akıldan mantıktan fersah fersah uzak yönetimi açıklar; "Sıçıp sıvamak".

Hiç yorum yok: