29 Temmuz 2011 Cuma

Kara Boğa Emenike


Bir futbolcu düşünün adı ligin sonlarına doğru çeşitli spekülasyonlara karışıyor daha sonrasında adının spekülasyonlara karıştığı takıma transfer oluyor bu yetmiyor kısa bir süre sonra aynı futbolcu şike yaptığı iddiasyla gözaltına alınıyor, kısa bir süre sorgulandıktan sonra serbest bırakılıyor, bismillah idmana çıkıyor ve aniden sakatlanıyor, idmanda bile Fenerbahce formasını giyemeden Rusyaya ışık hızıyla transferi açıklanıyor.. Yargı hala devam etmekte onu bir kenara yazalım, Emenike'nin suçlu olup olmadığına dair kesinleşmiş bir yargı yok.. geçen sezon Emenike ligin 32. haftasında Fenerbahce maçında sakatlığından dolayı oynamayarak gündem yaratmıştı.. Aynı Emenike gözaltından çıkar çıkmaz düz koşu yaparken sakatlandı, bu arada Emenike'nin lakabının gücüne ithafen "Kara Boğa" olduğunu da unutmayalım.. şimdi o Kara Boğa S. Moskovaya transfer oldu, hem de 2 aylık takımına +1 milyon euro kazandırarak.. Umarım Emenike ilk gün takımla idmanlara çıkmaz..

21 Temmuz 2011 Perşembe

Durduramıyoruz


Oturdum sanki üstüme vazifeymiş gibi düşündüm, bir kulübün başına gelebilecek en kötü şey ne olabilir diye.. Transfer kazığı yemek, kötü takım kurup üstüne küme düşmek, taraftarınızın önünde 10 gol yiyip hezimete uğramak, ezeli rakibinize karşı farklı skorla yenilmek, borç içinde yüzmek, iflas etmek, bir şahısın gelip borç batağı içindeki takımınızı satın alması vs.. Hayır bunların hiç birisi şikeden daha kötü değil.. Sike haricindeki her seyle dalga geçebilirsiniz ki türlü türlü nedenlerden dolayı hepimiz öyle yada böyle rakip taraftalarla birbirimizi kızdırıp eğleniyoruz .. Fakat son günlerde Fenerbahce ile ilgili yapılan şakaların, dokundurmaların, alay etmelerin bittiğini gözlemliyorum.. Çünkü sikenin şakası olmaz, varsa öyle bir sey bunun dalga geçilecek hiç bir yanı yok, yokmuş daha yeni öğrendik hep beraber.. En aklı başında taraftardan tutunda en fanatik, gözleri takım renklerinden kör olmuş taraftarına kadar kimseden ses çıkmıyor, ne X'ten ne Y'den.. Herkes susmuş birbirine bakıyor ve yargıdan çıkacak haberi bekliyor.. Yargıdan ne sonuç çıkarsa çıksın sanmıyorum ki bu saatten sonra sike makarası yapılsın, garip bir ortam oluştu yada oluşturuldu bilemiyorum fakat benim artık sike konusu hakkında canım sıkıldı..

Bizler yani taraftarlar susarken bazıları durmuyor, duramıyor, durduramıyorlar.. Her gün ilginç ilginç pankartlar, demeçler, yürüyüş organize etmeler, futbolcuları ziyaretler, basın açıklamaları.. Ve bunların hepsinin üstüne sike yapmak ve suç örgütü kurmaktan yargılanan bir başkanın T-Shirtlerini bastırdılar bugün.. Sadece 10 Tl.. Ve resmi yayın organından yapılan açıklama "Hep Destek Tam Destek". Bir durdum ve düşündüm. Saydığım sebeplerden dolayı yargılanan bir başkanın "Hep Destek Tam Destek" adı altında T-shirtleri basıldı bugün bu ülkede, dünyanın hiç bir yerinde göremeyeceğimiz şeyleri görüyoruz bugün, ne tshirtlerin basılma amacı amaç değil, ne slogan slogan değil, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.. Hangi akla hizmet bunlar yapılıyor mantığım bir türlü almıyor.. Bu kadar kolay mı insanların duygularıyla oynamak, onları hala bugünde bile sülük gibi emmek, diğer bir takımın elinden alınan bir şampiyonluğun olduğundan şüpheleniliyor ve siz hala çamurun içinde debeleniyorsunuz ve sıçrattığınız pislikler temiz insanların uzerlerine dökülüyor, koskoca camianın adını lekeledikçe lekeliyorsunuz, çamurdan alıp bataklığın içine sokup çıkarıyorsunuz, aslında hepiniz aynı bok çukurunun içindesiniz ama bizim gibi körler oldukça daha çok ekmek yersiniz üzerimizden.

10 sene önce Aziz Yıldırım'a geri dön geri dön şarkısını söyleyen tayfa dışında kim alacak o tshirtleri? Hem neden sadece Azız Yıldırım tshirtu satılıyor? Orada Mosturoglu da var Ilhan Eksioglu da, Cemil Turan da.. Azız Yıldırım temiz onlar mı değil? Azız Yıldırımın forması satar onların mı satmaz? Hep destek tam desteği sadece Azız Yıldırım için mi? Onlar dış kapının mandalı mı? Umuyorum ve biliyorum ki gerçek taraftarın gözünde Azız Yıldırım bir hiç.. Onlar sadece bize sunulan bu boktan tiyatroyu izliyor, aynı bizim Demiroren sahnesini izlediğimiz gibi..

Yargıyı etkilemek amacıyla düzenlenen Fenerbahce yürüyüşüne 500 bin kisinin katılacağını öngörmüştü "durdurulamayanlar" grubu , basın bunu 10 binler olarak bizlere yuvarlak hesap yapmıştı.. Orada darbeyi icerden, en yakınından alan bu durdurulamayanlar grubu hızlarını kesmedi ve şimdi de tshirt kampanyasını başlatmış bulunmakta, buradan da yüksek ihtimal derslerini alacaklar, Fenerbahceli büyük bir kesim sırtlarını şimdilik camialarına dönmüş durumda yargının sonucunu bekliyorlar, durdurulamayanlar şartlar ne olursa olsun destek istiyor ve o desteği sadece geri dön geri dön tayfasından alabiliyor, onlardan da alacağı destek ancak '10 binler" olur, 25 milyonluk camia olduklarını varsayarsak 3 un birini bile alamamışlar..

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Deron Williams Beşiktaş'ta

Deron Williams Twitter'dan Beşiktaşla anlaştığını duyurmuş.. Türkiyede ve Avrupada en kaliteli oyuncu olacağı kesin, fakat kalacağı süre konusunda sıkıntı var ha bir de tabii Deron ile anlaştık fakat FIBA'ninda onayını beklmek zorundayız.. Ergin Atamanın tüm takımın oyun planını Deron Williams üzerine kuracağını düşünmüyorum, daha çok takımı tamamlayıcı rolünü üstlenecek, zaten Deron'da daha çok takımı oynatan bir Guard.. Pota altında hala iyi bir Pivota ihtiyacımız var.. Cevher takımda tutulsaydı iyi bir ikili olurlardı Deron'la.. Bu hamleden sonra sanırım Sponsorların iştahı kabarmıştır, Deron'in sponsor olacak kurumun ismini sadece Türkiye içinde duyurmayacağı kesin, zaten kulübünde bu hamlesini daha çok sponsor anlaşması için yaptığını söylemek yanlış olmaz.. O diğer üçlüden haber alamadım son zamanlarda, eğer hala idmanlara devam ediyorlarsa sezona en fit girecek takım biz oluruz...

15 Temmuz 2011 Cuma

Denizli mi? Daum mu?

Sike soruşturmasının nasıl sonuçlanacağını hiç birimiz kestiremiyoruz, yeni sezon öncesi Tayfur Havutçu gözaltında, antremanlari Koch yönetiyor, futbolcular huzursuz, yönetim kupayı iade etmeye girişmiş ki samiyetine inanmasam da yerinde bir davranış... Benim bildiğim tek şey yönetim bu saatten sonra Tayfur hoca ile çalışmaz, sütten çıkmış ak kaşık kadar temiz olduğu kanıtlansa bile yönetim bu fırsatı geri çevirmez.. Bir nevi lütfen teknik direktörlüğe getirilmişti zaten Tayfur hoca, kısmetsizliği çalıştığı yönetim oldu, getirilişi karambol oldu, gidişi de öyle olacak yüksek ihtimal...Bu saatten sonra yönetimden 2 hoca hamlesi bekliyorum birincisi ve en güçlü aday Daum..


Tahmini ve nedeni çok kolay, ligimizi tanıyan, Beşiktaşı bilen, tribünlerin ne istediğini tahmin edebilen bir hoca olması, Türkiye kariyeri tartışmasız başarılıdır.. Hatta süper ligin futbol mantalitesine kadar tesir etmiştir oyun sistemi.. Brezilyalıları ayrı bir sever fakat Portekizliler Brezilyalıların atasıdır bir yerde, kadro sorun teşkil etmez... Yıldızlara tutumudur en büyük sorun.. Koch faktörü de unutulmamalı tabii..


Ikinci seçenek ise Mustafa Denizli.. Nedeni çok basit, yerli ve evlat kontenjanına uyan ve ligi en iyi bilen yerli hoca olması.. Ben bizi çalıştırdığı dönemde çok sevmiştim Mustafa hocayı, oynattığı futbolu değil ama karakterini, açıklamalarını, duruşunu çok sevmiştim, gerçi elinde hücum oynatabilecek bir kadro da yoktu, orjinal bölgesi sol bek Tello'dan bir maestro, Bobo ve Holosko'dan maksimum gol verimi, Ferrari ve Sivok'u efsaneleştiren performans almıştı o kadrodan.. Ve tertemiz iki kupa..


En başta da söylediğim gibi yönetim Tayfur hocayla bu saatten sonra devam etmez.. Verilen demeçlere de bakılırsa zaten bu kolayca anlaşılır.. Ligi tanımayan yabancı hocayla bu saatten sonra maceraya da atlamazlar, atlarlarsa bunun adı intihar olur.. Geriye de hoca olarak iki tip ihtimal kalıyor ya ligi tanıyan evlat yerli hoca ya da ligi tanıyan bir Yabancı hoca.. Schuster de boşta bu arada..

14 Temmuz 2011 Perşembe

Süper Kupa Finali’ni Protesto Ediyoruz

Beşiktaş Taraftarı olarak adımıza leke çalınmasını hazmetmiyoruz. Bu işlere adı karışan takımın bizim sevdiğimiz, sahiplendiğimiz Beşiktaş’la alakası olmadığını görüp, bağrımıza taş basarak, kendi adımıza, Siyah-Beyaz formalı çocukları yalnız bırakmaya karar verdik.

Aklımızın erdiği yaştan itibaren çocuklarımıza miras bırakmak hayaliyle yaşadığımız Beşiktaş’ın adı temize çıkana dek, bu işin parçası olmayı reddediyoruz. Kimseyi protestomuza katılmaya vicdanen zorlamıyoruz. Bu tamamen kendi kararımızdır ve bize katılmak isteyen oluşumları protestomuza eklemekten onur duyarız.

Bizler;
Sonkartallar, Burasi Kapali, Ekşi Beşiktaş, Golsüz Eşitlik, Stalker-21, oluşumları olarak; Süper Kupa Finali’nin ve bu kirli oyunun parçası değiliz ve Final maçını izlemeye gitmiyoruz.

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Bizi Esas Suçlulardan Kurtarın

Bir önceki yazıda Fenerbahce yada herhangi bir takım sike yaptıysa kümeye düşürülmeli demiştim, hala sözümün arkasındayım. Hoş TFF dün yaptığı açıklamada çoktan "Tek Yürek Tek ses" olmuştu. Bu saçma karara tek aklı başında tepki Galatasaraydan geldi ve ne hoştur ki içlerinde bizim de bulunduğumuz tek yürek tek ses orkestrasından "çık çık terbiyesizlere bak" sesleri yükselmeye başladı, evet şikeyle suçlanan Fenerbahce'nin hiç bir şey yokmuş gibi lige devam etmesine karar veren TFF'yi eleştiren Ünal Aysal tu kaka oldu, bunu da gördü bu gözler...



Sike soruşturmasının üçüncü gününde DHA haber ajansı Yıldırım Demiroren, Serdar adalı, sınan Engin ve Tayfur Havutçunun da gözaltına alınacağını sızdırmıştı medyaya, hatta düne kadar bu dörtlünün Istanbula gelip ifade vereceği haberleri yayınlanmıştı, her ne olduysa Demiroren ve Engin bu isten sıyrılmış gözüküyorlar...

Aynı anda gözaltına alınan Iskender alın ve Ibrahim Akının suçlamaları kabul ettiği ve Tayfur Havutçu ve Serdar adalı için tutuklama kararı çıktığı belirtiliyor.. Futbolcuların şuan hangi suçlamaları kabul ettikleri bilinmiyor, söz konusu Türkiye kupası finaliyse önümüzdeki sezon Bank Asya ligini de görecek bu gözler...

Serdar adalı hakem odası basma konusu hakkında yaptığı talihsiz açıklamaya kadar taraftarın gözünde en aklı başında yönetici olarak öne çıkıyordu, fazla uzun sürmedi bu güven havası, " en alasını yaparız" demecinden sonra onun da diğerlerin farklı olmadığını anlamıştık..

Tayfur Havutçu için hala şüpheliyim, böyle pis işlere karışacağına ihtimal vermiyorum. Her ne kadar Teknik adam olarak zerre güvenim olmasa da onun adını sike ile yanyana görünce bu iste bir terslik olduğunu hissediyorum..
Sıra geldi Demiroren ve Sınan Engine... sike soruşturmasının 3. dalgası olacak deniyor, eğer bu isimler gözaltına alınmaz ve Beşiktaşın sike yaptığı tespit edilirse benim bu davaya zerre kadar güvenim kalmaz. Beşiktaşın adına kara lekeyi bu iki isim dışında hiç bu kadar kirleten insanlar olmadı tarihimizde.. Bakın Beşiktaş sike yaptığı için küme düşürülürse hiç bir itirazım olmaz, ben gider takımımı yine desteklerim hatta daha çok bağlanırım, çünkü benim Besiktasimla Demiroren'in, SinanEngin'in Beşiktaşı bir değil, onlar benim gibi bakmıyorlar siyah beyaza, benim tek üzüntüm gerçek suçluların Beşiktaşın çevresinde hala serbestçe elini koluna sallayarak bataklığın içine çekmeleri olur, eğer tertemiz bir lig isteniyorsa bu iki isim futboldan men edilmeli, yoksa verin cezayı Serdar Adalıya verin cezayı Tayfur Havutçuya ee ne anladım ben bu temizlikten..

Son dakika haberi geldi Yıldırım Demiroren sike yapmak ve organize suç örgütü kurmaktan tutuklanmış.. Kim inanmaz bu habere, hatta ben Beşiktaşımı bu illetten kurtardığı için Türkiye adaletine teşekkürü borç bilir, küme düşeceğimizi bilsem bile sevinç duyarım.. Başkaları gibi dar ağacında bile olsak son sözüm Beşiktaş gibi, her ne bok yerse yesin en büyük Beşiktaş demem.. Beşiktaşın 108 yıllık tarihine bu kara lekeyi çalanlar cezalandırılırsa ben koşup adaleti sağlayan devleti protesto etmem kutlarım, hatta o adliyeye giderim ama destek için değil Demiroren ve Engine yazıklar olsun size demek için giderim. Renkler hiç bir zaman gözümün kör olmasına neden olmadı ve hiç bir zaman da olmayacak. Ama sen bariz suçluları her hangi bir nedenden dolayı içeri alamıyorsan nah düşürürsün Beşiktaş'ı kümeye. Demiroren ve Sınan Engin bozuntusu spordan men edilecek, Metris cezaevinde Azız Yıldırımın istediği o iki arkadaş olacaklar, o arkalarindaki gizli güç Erdoğan Demioren'in soyadına sağlam bir leke sürülecek hatta o yüksek medeniyet sosyetesinin içine bir daha çıkamayacak iste ondan sonra adalete karşı boynumuz kıldan ince...

Amerikan Ruyasi

Hope Solo... Kadinlar dunya kupasinda finale cikan Amerika milli takiminin kalecisi, Brezilya macinda kurtardigi penaltilarla dikkat cekmisti, bundan sonra da cekecege benziyor...

8 Temmuz 2011 Cuma

Yalandan Fenerbahçe Dostluğu

Lafa nasıl gireceğimi dahi bilemiyorum, şike sorusturması bitene kadar buradan dava hakkında yorum yapmak sadece laf kalabalığı olur.. Hakkında yazacağım şey belli bir kesmin Fenerbahçe'nin küme düşme olasılığı hakkındaki inanılmaz davranışları ve açıklamaları olacak.. Medyada bir anda herkes Fenerbahçe aşığı haline geldi, en fanatik Galatasaraylısından tutunda Beşiktaşlısına kadar, biz meğersem birbirimize ne kadar muhtaçmışız.. Efendim Fenerbahçe küme düşürülürse Fenerbahçesiz lig zevkli geçmezmiş, dekoder satılmazmış, marka değeri düşermiş, neymiş Fenerbahçe "suçlu dahi bulunsa kümede kalsınmış"... Bu söylemlerin ne kadarı samimi ne kadarı değil orasını bilemem ama şurası kesin eğer Fenerbahçe şike yaptıysa cezasını çekecek, bunun cezası da bir alt lige düşürülmesidir bu kadar net. Burada kimseye şirin gözükmek gibi bir amacım yok.. Zaten bunun şirinlikle alakası da yok. Her kim ki şike yapmıştır o takım küme düşürülmelidir, buna Beşiktaş da dahil.. Ne yani Beşiktaş küme düşerse biz takımımızı desteklemeyi bırakıp başka bir takım mı tutacağız, tabii ki hayır, o takım amatör kümeye de düşse biz gidip takımımızı destekleyeceğiz..Hem en azından YD'den kurtulmak gibi bir devrim de söz konusu olacaksa..



Gelelim bu marka değeri vızırtısına, ligde şike olduğundan şüpheleniliyor, Kulüp başkanlarından futbolcusuna kadar herkes teker teker evlerinden alınıyor, şampiyonluğun şaibeli olabileceği hiç de düşük ihtimal değil, ama bir grup var ki bu grup hiç de azımsanmayacak kadar sayıda insan toluluğundan oluşuyor, Fenerbahçe küme düşerse ligin marka değeri, dekoder, lig tv diye ağızlarında saçma sapan bir şeyler geveleyip duruyorlar.. Futbol ortamında bugüne kadar böylesi faşist bir söylem daha önce duymamıştım. Buradan şu çıkıyor eğer takımınızın taraftarı varsa ve bu taraftarlar dekoder alıyor, her sene formasini değiştiriyor, maçlara gidip kulübün ve dolaylı yoldan bazıı kurumların cebine para sokuyorsa o kulüp şike de yapabilir maçta satabilir, teşvik primi de verebilir bunlarin hepsi mübah, caiz.. Neden? Çünkü iyi müşteriler... O zaman bir fikrim var, biz Kasımpaşa'yı, İBB'yi falan ligden atalım zaten taraftarları yok. Göztepe, Karşıyaka, Diyarbakır'ı falan lige sokalım, şikeyi şaibeyi de yasal hale getirip tadindan yenmez müthiş marka değerli bir lig haline dönüştürelim bu sümsük ligimizi..



Neymiş efendim Fenerbahçe ile oynamazsak ligde şampiyon bile olsak eskisi gibi tadı olmazmış. Hey vatandaş! Uyan da kendine gel, sen ne dediğinin farkında mısın? O Fenerbahçe değil miydi deplasmanda sana hayvandan beter davranan, seni saatlerce aç susuz ölüme mahkum eden, sana "İT" muamelesi yapan, efsanelerimden dedigin Teknik Direktörüne kapıcı muamelesi yapıp seni küçük düşürdüğünü sanan, her şampiyonluğunun altından kirli kirli kokular gelen, hakem odaları basan, şampiyonlukların sahada kazanılmadığını hepimizin gözüne gözüne sokan, sahada çukur açan futbolculara sahip olan, kazanmak için her şey mübahtırı kendisine parola yapmış futbolcuları bünyesinde bulunduran, Başkanından Futbolcusuna ve taraftarına kadar biz tekiz, cumhuriyetiz deyip bunlara inanan herkese yukardan bakan... Şimdi mazlum oldular, herkes Fenerbahçe'ye sahip çıkmaya çalışıyor..



Ben çıkmıyorum arkadaş, eğer iddialar doğruysa düşecek kümeye, ŞL gelirlerinden de olacak, TV yayın haklarından da nemalanamayacak, stad gelirlerinden de feragat edecek, forma da satamayacak, sponsorlarını da kaybedecek, yeni doğan çocuklar da Fenerbahçeli olmayacak, en iyi futbolcularini da kaybedecek, prestiji yerle bir olacak, belini bir 10 yıl daha düzeltemeyecek... Bakın bu sadece Fenerbahçe için geçerli değil bir kez daha tekrar ediyorum her kim ki şike yapmış, onun için geçerlidir...



Şunu da ekliyeyim ve bitireyim, az ihtimal olsa da Fenerbahçe bu olaylardan yara almadan çıkar ve suçsuz olduğu kanıtlanırsa vay halinize.. Bugün arka çıktığınız o camia, şu an mazlum ve yardima muhtaç o camia sizi ve sizin sevdiğiniz nacizane kulüplerinizi yok etmek için var gücünü ortaya koyacaktır, önüne kim çıkarsa bütün kudreti ve nefretiyle saldıracaktır.. O yüzden biraz dikkat...

2 Temmuz 2011 Cumartesi

Tabata'nin Hissettirdikleri

Geldigi gunu dun gibi hatirliyorum hatta daha oncesini de, Mustafa Denizli'nin kazandirdigi cifte kupadan sonraki sezon daha atak bir Besiktas istegi vardi, Delgado'nun bir turlu care olamadigi ortasahaya yaratici bir oyuncu araniyordu, herkesin dilinde klasik "10 numara" tabiri kullanilir olmus MD bunu 10.5'e devsirmisti, gel zaman git zaman o 10.5 numarali yaratici oyuncu bir turlu bulunamadi, ortaya karisik Van der Vaart ve Deco isimleri atilinca henuz Guti ve Q7 gormemis bunyelere ufo gormus uzayli etkisi yapmisti.. Bonservisleri 9-10 milyon euro civarinda dolasiyordu bu 10.5'lerin, biz daha ucuzunun pesine dusmustuk keske dusmeseydik... Transferin son gunu sapkadan Tabata cikti... 8 milyon euro.. Ustune de bir bardak soguk su.. MD'nin bile Tabata'yi istemedigi bir kac hafta sonra ortaya cikti, Tabata oyuna sonradan giriyor bir ortasahada deneniyor diger hafta acik olarak oynatiliyor fakat bir turlu mevkisi bulunamiyordu, cok gecmeden zaten taraftar 8'in de bunyeye verdigi rahatsizlikla homurdanmaya basladi, biz homurdandikca o daha da kuculmeye basladi sahada.. 3 metreye pas atamayan bir adama donusmustu bizim 10.5.... Sonra tribunlerden gelen israrli Yeter Yildirim Demiroren sesleriyle bosa gecen bir sezon... Sonraki sezon da bizim Tsubata hicleri oynadi, Al Ryan'a gitti, 4 milyon veriyorlarmis dendi, ben o zamanlar biz Tabata'yi 800 bin euroya satarsak Besiktas'i karli cikan taraf olarak gorurum demistim, 1.150 veriyorlarmis, hayirli olsun, kaymakli kadayif oldu..

1 Temmuz 2011 Cuma

Fernandes Transferinin Gercekleri

Uzun suren bekleyisin ardindan Fernandes'in transferi gerceklesti.. Sezonun son macindan sonra Mete Duren'in aciklamalari Fernandes defterinin kapandigina isaret ediyordu, sebep basitti, boservisinin Tabata'nin ki ile ayni olmasi, bu rakam bizi Fernandes'ten vazgecirtmisti.. Daha sonra Fernandes icin Valencia ile gorusuldugu bildirildi borsaya, borsada gorusuluyor demek transfer bitti demek bizim ulkemizde, onu da hic anlamis degilim.. Neyse aradan baya uzun zaman gecti Fernandes gelmek istenmiyor dendi, Valencia 8 milyon euroda diretiyor haberleri gecti, biz tam umudumuzu kesmisken bu sabah Fernandes'i 2 milyon euroya, yaziyla "iki milyon euroya" transfer ettigimiz borsaya bildirildi..




Buna bagli olarak yeni futbol federasyon baskani Mehmet Ali Aydinlar dun katildigi yuzde 100 futbol programinda yabanci kisitlamasi hakkinda dusundugu projeyi anlatti.. Basit turkceyle: Kulupler mac icerisinde 6 yabanci oynatabilecek fakat sinirsiz yabanciyla sozlesme imzalayabilcek, boylece bizim Tupcunun kesfi olan dondurma dolabi tedavulden kalkacak.. Kulupler istedigi kadar yabanci futbolcu elinde bulundurabilecek, futbolcu kulupten gitmeyi kabul etmezse sezon boyunca antreman futbolcusu olacak ki bunu kariyerinin son volesini (Bkz. Ferrari, Ujfalusi) vurmus futbolcular disinda kimse istemez...



Fernandes'e geri donelim.. Bana kimse Fernandes'in 2 milyon euroya alindigini anlatamaz, yuksek ihtimalle bonservisinin %25'ini aldik ve bonservisin gerisi fon ve Mendes'in elinde, talibi bulundugu anda Besiktas'a sorulmadan satilacaktir hatta satisinin sadece yuzde 25'i borsaya bildirilecek geri kalan %75'lik kisim ortaklar arasinda kiristirilacaktir, umarim bu ortaklarin icinde Demiroren yoktur...
Bir buyuk tehlike daha, eger yukarda bahsettigim yabanci sinirlamasi getirilirse Demiroren ve Mendes ikilisinin Besiktas'a bir kac yil icinde onlarca futbolcu getirecegini ve bu oyuncularin satisindan Besiktas'in havayi koklayacagi gercegidir... Tayfur Hocanin basiretsizligi, Muhalefetin muhalefetlikten cikmisligi, taraftarin bir kisminin davadan vazgecmesi bir kisminin parali asker olmasi diger buyuk bir kisminin simart bizi baskan cikart bizi bastan tribinde olmasi vs... Bu transfer sadece Fernandes transferi olmadigi kesin, belki de bir milad olacak bizim icin...