29 Haziran 2011 Çarşamba

Bir Kardelendi Schuster

Sezon oncesi ilk hazirliklar Umraniyede baslamis durumda, gecen yildan farkli olarak bu sene yildizsiz, gurultusuz, patirtisiz bir baslangic oldu.. Hatta havalaninin kadrolu saksakcilari bile mesaiyi birakmis durumdalar... Her sezon oncesi duydugum heyecani acikcasi bu sene duymuyorum,yeni sezondan fazla bir beklentim de yok acikcasi.. Yapilan transferlerden dolayi mi? Hic degil.. Hatta Mustafa Pektemek ve Veli Kavlagin bize uzun yillar hizmet edecegini dusunuyorum.. Ama bir seyler var kafami kurcalayan, icimdeki o eski heyecani alip goturen..




Guti, Quaresma ve tayfasi tesrif etmemisler henuz.. Ben de olsam etmezdim zaten.. Niye etsinler ki? Hesap soran mi var? Ceza kesen mi var? Oynamama korkulari mi var? Taraftardan cekindikleri oldu mu hic? Teknik Direktorden biraz olsun cekiniyorlar mi? Adam tatilini birakip niye gelsin? Bana biri mantikli bir aciklama yapsin lutfen...



Malesef Kulup Baskanimiz olan sahisa Guti ile ilgi soru soruluyor verdigi cevap kahvehane mudevimleri tarzinda "Guti'nin cok buyuk reklami oluyor"... Simdi Kulubumun baskani yesil sahayi birakmis kuse kagitlarda birinci olmak icin yarisiyorsa ben nasil gelecek sezonlardan umutlu ve iyimser olabilirim ki?



Uzun suredir yazmiyorum, kimsenin de umrunda degil zaten, olmasin da boyle daha iyi.. Ben cogu kisini yaptigi gibi bloglar yasaklandiginda birakmadim yazmayi, Schuster bu takimdan gittiginde, yurdumun tipik insani "bizi satti Atletico'ya gidecek" dediginde, satilmis kalemler agizlarindan salyalar akarak Schuster'in kisiligine hakaret etmeye basladiginda biraktim buraya yazmayi.. Cunku o varken biraz olsun umudum vardi.. Cunku bir seyler yapiyordu o cilgin adam... Kimsenin adami degildi, kendi bildigini okuyordu, bizler gibi koyun olmayi red ettigi icin medyada kellesini isteniyordu, kimsenin dostu degildi, kimseye sirin gozukmek gibi bir derdi de hic olmadi, hatta bizim o "afacan" muhabirlere munasip yerini gostererek kimseyle iyi gecinmek gibi bir derdinin olmadigini da acik acik gosterdi.. Ama o bizi tanimiyordu...



Medyanin koyunlari oldugumuz gercegini o zamanlar kavrayamamisti, belki de kavramisti fakat hayati boyunca oldugu gibi birak daginik kalsin davasindaydi... Biz medya bize ne veriyorsa onu dogru bilen bireyleriz, haber uzerine yorum yapmak hatta dusunmek gibi kotu aliskanliklarimiz olmadi hic.. Ne dedilerse inandik, o sezon basinda cok sevdigimiz guvendigimiz Schuster, sezon sonuna dogru tu kaka olmustu, oysa sezon basinda tum camianin dilinden tek bir sey dusuyordu "biz gelecegin Besiktas'ini kuruyoruz"... Herkes inanmisti buna.. Kimsenin sampiyonluk gibi bir derdi yoktu baslarda, fakat haftalar ilerledikce medyanin once methiyeleriyle Besiktas'i bir guzel sisirdik, sampiyonlugun en buyuk adaylarindan biri yaptik sonrasinda devre arasinda yaptigimiz transferlerle bir anda 17 de17 gibi tarihin en guzel komplo teorisinin icine baliklama daldik, bir delinin attigi tasin pesinden hep beraber kuyuya baliklama daldik.. Schutser haric... Fakat muthis plan tutmustu IBB maciyla herkes daldigi uykudan uyandi...




Ben ve bazi arkadaslar gecen sezon Schuster'in kellesi istenirken kendi capimizda O gitmesin diye kendimizi parcaliyorduk, gordugumuz her mecrada nedenlerini anlatiyorduk, o zaman belki tam olarak anlatamadik derdimizi ama bugun cok da guzel anlatirim...



Biz degil miyiz her sezon istikrar diyen, plan program, gelecek, genc futbolcular yetissin, altyapiya onem verilsin, hocamiz medyanin maymunu olmasin, baskan ya da bir baskasi isine karistiginda sen isine bak diyebilsin, muhabirler cin olmadan seytan carpmaya calisirken muhabiri dogduguna bin pisman edebilecek bir Hocamiz olsun diyen... iste o Schuster dogru adamdi.. En azindan bir karakteri vardi odun vermeyecegi, bir oyun sistemi vardi ve cesurdu, maglubiyet alsa da dansoz gibi kivirmayarak uzerine daha cok gidecegi cagin en cok cazip gorulen modern bir sistemin pesinden kosuyordu bu adam... Ve bizde daha ilk ayda zevkten 4 kose oluyorduk o takimi izlerken.. Ama kendi camiasi disinda herkes nefret ediyordu ondan cunku bizlerin ulasilamayacagi bir ufku vardi, rahatti o bakimdan.. Bir kardelen gibi korumamiz gerekirken onu "digerlerinin" galeyanina gelip kokuyle beraber sokup attik, oysa daha yeni yeni filizlerini vermeye baslamisti...



Neden Schuster gitmesin diyorduk? Cunku Tayfur gibi koltuk meraklisi adamlar gelmesin, takimdan cok kendisini dusunen capsiz insanlar o makama oturmasin, bir Turkiye kupasi ve en fazla 6 aylik Besiktas hocaligi icin bir dolu gencin gelecekleri yok edilmesin, bir oyun sistemimiz olsun, futbolculara taviz verilmesin, futbol takimi capsiz baskanin kuklasi olmasin diye Schuster gitmesin diyorduk...


Schuster'le devam edelim guzel gunler gorecegiz dedik, dediniz peki ne yaptiniz, ne yaptik? Hep beraber once ipe gonderdiniz sonra astiniz, daha sonra adam gibi gitmesini bilen bir adamin arkasindan yas bile tutmamizi engelediniz, yok Atletco Madrid'e gidecek dediniz, yok baska takimlarla gorusuyormus diye yazdiniz, zamaninda cekip gitmesini bilen bir adama alisik olmadiginiz icin o icinizdeki zehri doktunuz, herkesi kendiniz, cevrenizdikler gibi firsatci, capsiz, karaktersiz zannettiniz... O gitti.. Besiktas duzluge cikti, Turkiye kupasini kazandi... Ama o kupa bizim 10 yilimizi aldi goturdu belki daha fazlasini...


Bir tane Teknik Direktorumuz olsun bizimle 3 yil calissin istedik, ilk 2 sene sampiyon olmasin ama takim bizi heyecanlandirsin istedik, takimin bir karakteri olsun istedik, namimiza yakisir "Kara Kartallar" gibi saldiran bir takim istedik, hatta bulmustuk da onu ama izin vermediniz.. Ben bu yeni sezon oncesi hic ama hic heyecanlanmiyorum, belki de bir daha hic eskisi gibi heyecanlanamayacagim sezon onceleri, umarim onumuzdeki sezon Inonudeki Bursa macinda gole sevindigim gibi sevinebilirim baska gollere ya da yedek kulubesi o kadar icten sevinebilir attigimiz gollere.. Kardeleni sokup attiniz icine bir kaktus yerlestirdiniz, simdi Filizleri bekleme zamani.. Umarim Tayfur hoca 1 sezon bu takimda kalir ki hic sanmiyorum, kendi gelecegi icin Besiktas'in gelecegini hice sayanlar orayi zaten hak etmiyor...

3 yorum:

Şairler Parkı dedi ki...

Taraftar olarak zaman zaman bizlerin de aynaya bakması lazım. Hatta zaman zaman değil, sık sık.

Guti, Eskişehir maçında kırmızı kart görünce, basın onun bilerek kart gördüğünü ima etti. Noel tatiline erken çıkmak için dedi. Ne oldu? Guti, karttan sonra da burada kaldı. Biz de veryansın etmiştik, basın neden özür dilemiyor, nasıl bu denli terbiyesiz olabiliyor diye. Özür dileyen oldu mu? Yoo, attıkları çamurla yola devam ettiler.

Schuster meselesinde de onu suçlayanlar oldu. A.Madrid için bizi sattı diyen Beşiktaşlılar. Hemen yafta yapıştırdılar. İşte ne oldu? Schuster, böyle bir anlaşma olmadığını söyledi. Zaman da gösterdi işte, ortada yok başka bir tercih. Ama ben hiç bu suçlaması yüzünden özür dileyen, yahu yanılmışız biz diyen Beşiktaşlı görmedim. Ee ne farkınız kaldı diğerlerinden?

Ege

fabianernst dedi ki...

atletico olayını iyi hatirlatmışsın. ''atletico ya gitti işte karaktersiz adam '' diyenler bi zahmet utansalarmış.ama yüz yok elalemde .

mad devil dedi ki...

bu umutsuzluk bizlerde sanırım inönüde sevgili başkanımızın kendi taraftarlarının üzerine adamlarını salmasıyla başladı. ve çok değerli, nazik, efendi, hesabını bilen, klübünü kendi çıkarlarından önde tutan başkanımızın isteğidir bu umutsuzluk ve yeni bir taraftar profili yaratmak. maalesef ki siyah beyaz uğruna bir çok şeyi feda edebilecek güzel insanlar yavaş yavaş umutsuzluğa kapılmaya başlıyor. bu umutsuzluğa kapılan güzel insanlardan biride schuster'di ve maalesef çok dayanamadan bizleri bıraktı.